Sorry We Missed You (2019)

Bir ailenin zeminden sallanan hayatının, ayakta kalmaya çalışırken yüzleştikleri sömürünün ve mücadelenin insanın içine işleyen hikâyesi.

Toplumsal ve sosyal sorunlara eğilen filmlerle sinemaya uğramayı seven Ken Loach, geçtiğimiz sene Sorry We Missed You (Üzgünüz, Size Ulaşamadık) ile izleyici karşısına çıkmıştı.

I, Daniel Blake’in izinden giderek üç senelik suskunluğunu bozan Loach, nasıl işlediği tartışılası sisteme bu sefer de başka bir açıdan ve bir ailenin gözünden bakıyor. I, Daniel Blake’in de senaristi olan Paul Laverty’nin kaleme aldığı senaryosu, tüm dünyayı derinden etkileyen 2008’deki krizi ve sonrasını, toplumsal etkilerini pek çok açıdan bakarak masaya yatırıyor. Bir emekçinin geçim sıkıntıları, ailesini geçindirmek için kendini boş verircesine yaptığı fedakârlıklar, gittikçe çıkmaza giren yolculuğu ve sistemin içinde kaybolmamaya çalışırken emeğinin ve zamanının hoyratça sömürülmesi…

Sorry We Missed You, her dönemde kabul görebilecek bir hikâyeye sahip ve bunu izleyiciye başarılı bir şekilde aktaran filmlerden. Hatta içinde bulunduğumuz pandeminin toplumlara ve ekonomilere olan etkisini düşünürsek, aradan geçen yıllara rağmen filmin hikâyesiyle belki de her zamankinden daha da fazla empati yapabileceğimiz bir dönemdeyiz.

Dakikalar ilerledikçe genişleyip yayılan dramıyla insanın içine işleyen bir film var elimizde. Geçim sıkıntısının yanı sıra aile problemlerini, kuşak çatışmalarını ve her şeye rağmen güçlü kalan aile bağlarını da konu almayı ihmal etmiyorlar. İnsanların içinde bulundukları çaresizliği, Birleşik Krallık gibi dünyanın en güçlü ülkelerinden birisinde yaşamalarına rağmen bulundukları çıkmazı hissedebiliyorsunuz. Kris Hitchen ve Debbie Honeywood’lu kadrosuyla da bunu pekiştiriyorlar.

Benzer kulvardan gitmiş olayım yine, ben I, Daniel Blake’in bir tık gerisinde olduğunu düşünerek sonunu görmüştüm izlediğimde. Bunda da bu filme biraz onun devamı gözüyle bakmam, biraz da o filmi öne daha da çıkaran ve BAFTA’yı almaya kadar götüren Dave Johns oyunculuğu etkili oldu. O nedenle izlemeyenler için bunun gibi o film de tavsiyedir. Kendi kulvarındaki filmler arasında ise derdini güzelce anlatan ve etkili bir kapanış yaparak bozuk sistemi ve koşulları yerinde bir şekilde eleştiren eli yüzü düzgün bir film olarak öne çıkıyor.

KONU

2008 yılında yaşanan mali kriz, Birleşik Krallık’ta yaşayan pek çok kişi gibi Ricky’yi ve ailesini de etkiler. Ricky, yeni bir minibüs ile serbest zamanlı olarak kargo teslimatı; Abbie ise hasta bakıcılığı yapmaktadır. Aileyi geçindirmeye, borçlarıyla baş etmeye ve ayakta kalmaya çalışsalar da bu sırada çok yıpranırlar. Kendilerini işe veren Abbie ve Ricky, bu zorlu süreçte kendilerini büyük bir kırılmanın ortasında bulur.

NEDEN İZLEMELİ

– Bozuk olan sistemi ve koşulları yerinde ve iyi bir şekilde eleştiren düzgün bir yapım olduğu için.

– Günümüz ülke koşullarıyla gayet benzer ve pek çok kişinin kendi hayatından bir parça bulabileceği, empati yapması kolay bir film olduğu için.

– Dakikalar ilerledikçe genişleyip yayılan dramıyla insanın içine işleyen ve sağlam performanslarıyla bunu destekleyen iyi bir film olduğu için.

FİLM HAKKINDA AZ BİLİNEN GERÇEKLER

– Filmin hikâyesi hazırlanırken Don Lane adında bir kuryenin yaşadıklarından esinlenilmiştir. DPD firması için teslimat yapan ve Tip 1 diyabeti olan Lane, teslimatları kaçırdığı takdirde 150 £ ceza yediği için doktor randevularını ihmal etmiş, 2017’nin Noel’indeki yoğun çalışma temposunun ardından Ocak 2018’de vefat etmiştir.

– Oyunculukta ilerlerken bir yandan da tesisatçı olarak çalışan Kris Hitchen, role hazırlanırken kendi deneyimlerinden de yararlanmıştır.

– Film, ülkemizde ilk olarak Filmekimi 2019 kapsamında gösterildikten sonra 22 Kasım 2019’da vizyona geldi.

BU FİLMİ SEVEN BUNLARI DA SEVER

– Parasite (2019)

– Capernaum (2018)

– I, Daniel Blake (2016)

– Jimmy’s Hall (2014)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir