Hayallerini kaybetmemek için birbirine tutunmaya çalışan genç bir çiftin evlilik kurumunun etkileyici bir portresini çizişinin dokunaklı hikâyesi.
Titanic’in sinema tarihinin tanıtıma en ihtiyacı olmayan filmlerinden birisi olduğu malumunuz. Leonardo DiCaprio ve Kate Winslet, kendilerine asıl şöhreti getiren kült filmin ardından 11 yıl geçtikten sonra bir kez daha yeni bir filmle bir araya geldiler. Çok da iyi yaptılar bu arada.
Sam Mendes imzalı Revolutionary Road, ülkemizde “Hayallerin Peşinde” ismiyle yayınlandı. Elde ettiği gişe hasılatıyla ve eleştirilerle bekleneni veren film, Kate Winslet’e iki Altın Küre kazandığı o malum gecede ödüllerden birisini getirdi. Michael Shannon da kariyerinin ilk Oscar adaylığı alıverdi. Filmin zengin kadrosunda David Harbour, Kathy Bates, Richard Easton, Kathryn Hahn, Zoe Kazan ve Dylan Baker gibi isimler de yer alıyor.
Revolutionary Road, tam da yerli versiyon isminin çağrıştırdığı gibi hayallerinin peşinden gitmeye çalışan Frank ve April Wheeler’a konuk ediyor bizi. 1950’li yılların Amerika’sındayız. İdealleri ve hırsları olan genç bir çiftin tanışması ve evlenmesiyle başlıyoruz. Zaten ne oluyorsa ondan sonra oluyor.
“Hayat, siz planlar yaparken başınızdan geçenlerdir,” sözüne aşinasınızdır. Filmin öne çıkan fikirlerinden birisi de tam olarak bu. Frank de April da yaşadıkları dönemin toplumsal sınırlarından sıyrılmak isteseler de önlerine çıkan bazı engeller, onları kendileriyle yüzleştirmeyi ihmal etmiyor. Bu sırada evliliklerinin ve ilişkilerinin test edilişine de tanık oluyoruz. Frank sıkıcı işinde boğulmamaya, April ise dört duvara hapsolmamaya çalışırken Amerikan evlilik kurumunun etkileyici bir portresini de çiziyorlar.
Winslet’in öne çıkan, DiCaprio’nun geride kalmayan performansına Bates, Shannon ve Harbour gibi isimlerin katkısını inkâr etmek olmaz. Üstüne Sam Mendes’in yönetmenliğini ekleyince yaklaşık iki saat rahatlıkla akıyor. Hayallerini kaybetmemek için birbirine tutunmaya çalışan çifti önümüze getiren Revolutionary Road’un dönem hikâyesi olmasına rağmen bugün de geçerli empatisi kolay bir hikayesi var. Üstelik kimileri açısından dramatik denebilecek bir kapanış yaptıkları da söylenebilir.
KONU
1950’lerin Amerika’sında yaşayan Frank ve April Wheeler çifti kendilerini her daim özel ve farklı görmüşler, yüksek ideallerine uygun şekilde yaşamaya istekli olmuşlardır. Hatta lüks evlerin yer aldığı Revolutionary Road’daki yeni evlerine taşındıklarında dahi yaşadıkları dönemin toplumsal sınırlarının dışında kalmaya kararlıdırlar.
Ancak zaman ve şartlar onları da beklenmedik durumların içine sürükler. Frank, rutin bir işte sinirleri günden günde yıpranan yetişkin bir erkeğe evrilirken April da tutkularını bastırmaya uğraşan bir ev kadınına dönüşür. Hayallerini kaybetmeye başlayan iki insan birbirinden ayrılmadan sıradan hayat düzeninden kopmayı başarabilir mi?
NEDEN İZLEMELİ
– Leonardo DiCaprio ve Kate Winslet’i karşılıklı olarak bir kez daha izlemek için.
– Amerikan bir çift üzerinden evlilik kurumunun etkileyici bir portresini çizdiği için.
– Çoğu insanın empati kurabileceği, dönem fark etmeyen bir hikâyeyi başarılı bir oyunculukla ve yönetmenlikle süslemeyi başardığı için.
FİLM HAKKINDA AZ BİLİNEN GERÇEKLER
– Revolutionary Road’da DiCaprio ve Winslet’in yanı sıra Titanic’in bir diğer oyuncusu Kathy Bates de yer almaktadır. Filmde 61. dakika civarı April’ın arkasında ve ekranın sol altında Titanic’in düşmüş bir resmi görünmektedir.
– Filmin çekildiği sırada yönetmen Sam Mendes ve Kate Winslet halen evliydi, 2011’de boşandılar. Mendes, sevişme sahnesini çekerken iki oyuncuyla aynı odada yer almamış, diğer odadaki monitörden takip etmiştir.
Yönetmen, kendi eşinin seks sahnesini yönetmeyi tuhaf olduğundan bahsetmiş, Winslet de seks sahnesini rahatsız edici bulduğunu belirtmiştir. DiCaprio ise aksine Titanic zamanı milyon kez yaptık diyerek kendisinin kolay bulduğunu söyledi.
– Akademi’nin kurallarına göre bir oyuncu bir kategoride aynı sene tek bir adaylık alabilir. Kate Winslet, aynı yıl rol aldığı The Reader’daki rolüyle Oscar’da En İyi Kadın Oyuncu kategorisinde adaylık aldı, kuralların da etkisiyle bu filmdeki rolüyle Oscar’a aday olamadı.
Altın Küre’de Revolutionary Road’daki rolüyle Altın Küre’de En İyi Kadın Oyuncu kategorisinde adaylık alan Winslet, The Reader’daki rolüyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu kategorisinde değerlendirildi. Bahsi geçen 3 ödülü de kazandı.
– O yıl, Altın Küre’de En İyi Film kategorisinde adaylık alıp Oscar’da alamayan tek film Revolutionary Road’du.
– Richard Yates’in romanında April’in oynadığı oyun Robert E. Sherwood’un 1935’te yazdığı The Petrified Forrest’tır. Oyunda Gabby karakteri ABD’yi bırakıp Fransa’ya yerleşme hayali kurmaktadır. Bu, April’ın da hayalidir. Filmde oyunun ismi geçmiyor.
– Frank ve April’ın çocuklarını oynayan Ryan Simpkins ve Ty Simpkins gerçek hayatta kardeştir.
BU FİLMİ SEVEN BUNLARI DA SEVER
– The Reader (2008)
– Eternal Sunshine of the Spotless Mind (2004)
– Titanic (1997)
– Romeo + Juliet (1996)
– Blue Valentine (2010)
– Little Children (2006)
– Marriage Story (2019)