Tüm özgürlükler denize açılır. Özünü kaybetmeyenlerle ve Antoine’le, o sahilde buluşmak üzere…

Gerek Fransız sinemasına, gerek dünya sinemasına getirdikleri yeni solukla tarih yazan Fransız Yeni Dalga akımının öncülerinden biri olan François Truffaut’un daha 27 yaşındayken çektiği 1959 tarihli filmi The 400 Blows, zamanının çok ötesinde olan filmlerden. Mevcut düzene bir türlü uyum sağlayamayan bir çocuk üzerinden aile yapısı ve eğitim sistemini de baz alarak, toplumsal eleştiri getiren, aynı zamanda 14 yaşında bir çocuğun gözünden hayata ve özgürlük kavramına da bakmamızı sağlayan filmin başrollerinde, Jean-Pierre Léaud, Albert Rémy ve Claire Maurier yer alıyor.

KONU

1950’lerin başlarında Paris’te yaşayan 14 yaşındaki Antoine, gerek evde ailesiyle yaşadığı sorunlar, gerekse okulda öğretmeni tarafından sıkça aşağılanması yüzünden huzur bulamaktadır. Bir gün, ödevini yapmadığı için arkadaşıyla birlikte okuldan kaçarlar ve Antoine sokakta annesini başka bir adamla görür. Bu şoku atlatmadan okula geri döner ve ödevini yapmama mazereti olarak öğretmenine, annesinin öldüğü yalanını söyler. Anne ve babası okula geldiğinde ise tüm gerçekler ortaya çıkar ve Antoine uzaklaştırma cezasıyla karşı karşıya kalır. Bu kez de ailesinden korkan Antoine, arkadaşıyla birlikte deniz kıyısına kaçmaya karar verir. Bunu yapabilmek için de babasının daktilosunu satıp para kazanması gerekmektedir. Ancak işler yine beklediği gibi gitmeyecektir.

NEDEN İZLEMELİ?

– François Truffaut’un, kendi sorunlu çocukluğundan esinlenerek anlattığı Antoine karakterini tanımak için.

– Gerçekçi ve insanın içine işleyen sahneleri ve bir an olsun sıkmayan hikâyesi için.

– Sosyal çevre ve aile ilişkilerinin bir çocuğun hayatını nasıl etkileyebileceğini etkileyici bir şekilde izleyiciye aktardığı için.

– Kulaklarda yer eden ve filmle bütünleşen muhteşem Jean Constantin müzikleri için.

– Sinema tarihinin gelmiş geçmiş en güzel finallerinden birine sahip olduğu için.

FİLM HAKKINDA AZ BİLİNEN GERÇEKLER

– Truffaut’un ilk uzun metraj filmidir.

– Filmin orijinal adı “faire les quatre cents coups”, sorun çıkarmak, ortalığı birbirine katmak anlamına gelir.

– Film kuramcısı André Bazin’e adanmıştır.

– Steven Schneider’ın derlediği “Ölmeden Önce İzlemeniz Gereken 1001 Film” listesinde yer almaktadır.

BU FİLMİ SEVEN BUNLARI DA SEVER

– Rebel Without a Cause

– The Young and the Damned

– Band of Outsiders

– Celine and Julie Go Boating