Ready Player One (2018)

Genç bir adamın sanal dünyada ve gerçek hayatta kötülere karşı verdiği mücadeleyi, görsel efekt şöleni ve popüler kültür geçidi eşliğinde anlatan, eğlenceli bir bilim kurgu hikâyesi.

Usta yönetmen Steven Spielberg imzalı Ready Player One, 2018 yılında izleyicilerle buluştu ve bilim kurgu meraklılarını özellikle heyecanlandıran bir yapım oldu.

Ernest Cline’ın aynı isimli romanından uyarlanan filmin senaryosunu Cline’la birlikte Zak Penn kaleme aldı. Tye Sheridan’ın başını çektiği kadroda Olivia Cooke, Ben Mendelsohn, Lena Waithe, T.J. Miller, Simon Pegg ve Mark Rylance gibi isimler de yer alıyor.

Ready Player One, benzerlerine fikren denk geldiğimiz bir film aslında. Mark Zuckerberg’ün yaşlı ve çok daha idealist bir versiyonu hayatını kaybedince başlayan bir maceraya adım atıyoruz. OASIS’in yeni sahibini belirleyecek bu yarışmada elbette bir de şirketin kontrolünü kendisine isteyen bir kötümüz mevcut. Kötü rolleri kendisine yakıştıran Ben Mendelsohn bu bakımdan filmin kayda değer performanslarından birisini sunuyor.

Filmi izlerken zaman zaman merak ettiğim bir konu “Bu efektleri hazırlayabilmek için ne kadar zaman uğraştılar acaba?” oldu. Çünkü sanal gerçeklik filmde büyük bir pay sahibi olduğu için görsel efekt uzmanlarının da bayağı ve kaliteli düzey bir emeği var. Zaten film, Oscar ve BAFTA adaylığını bu kategoriden aldı. Oscar’ı kaybettiği film ise Damien Chazelle imzalı First Man oldu.

Ready Player One’ın izleyiciyi kendisine çeken bir değer özelliği ise her yerinden fışkıran popüler kültür referansları. Her dönemden veya türden filmlerden bir parçayı alarak içine koymuşlar resmen. Bunları yakalamak için de bilgisayar oyunlarına veya sinemaya düşkün bir geek olmaya gerek yok. Senaryoya yedirme biçimleriyle filmden alınan zevki artırmayı her türlü başarıyorlar. Fark ettiklerim ve sonrasında bakıp ve öğrendiklerimle filmi daha çok sever olmuştum.

X-Men serisiyle tanıyıp bu film sayesinde sevdiğim Tye Sheridan da bu sırada başrol için doğru bir adres olduğunu kanıtlıyor. Mendelsohn kadar kendisine eşlik eden ‘oyun arkadaşları’ sayesinde yaptıkları anlatım zenginleşiyor. Ready Player One, uzun denebilecek süresine rağmen senaryo, yönetmenlik, kadro, görsel efektler ve daha fazlasının doğru şekilde bir araya gelmesiyle geçtiğimiz on yılın en kayda değer bilim kurgularından birisi olarak kendisine iyi bir yer edindi. Yakın gelecekte hiç değilse buna yakın seviyede olan bir devam filmiyle yeniden görüşmek dileğiyle.

KONU

Sanal gerçeklik oyunu OASIS’in yaratıcısı James Halliday vefat ettiğinde ölümüyle birlikte başlayan yeni bir yarışma duyurur. Bütün OASIS kullanıcılarına açık olan yarışmada oyunda saklı üç anahtar sayesinde ulaşılabilecekleri sürpriz yumurtayı bulan kişi, yarattığı dünyanın ve kurduğu şirketin kontrolünü, dolayısıyla devasa bir serveti kazanacaktır. Parzival kullanıcı adıyla oyunu oynayan Wade Watts da Halliday’in başlattığı yarışa katılır. Ancak tek başına değildir ve anahtarları arayışı gün geçtikçe kendisi ve oyundaki arkadaşları için tehlikeli bir hal alır.

NEDEN İZLEMELİ

– Popüler kültür referanslarıyla dolu eğlenceli ve ilgi çekici bir macera için.

– Görsel efekt açısından sağlam, türünün güzel güzel örneği bir bilim kurgu filmi ihtiyacını gidermek için.

– Uzun süresine rağmen sıkmayan, mantık hatalarıyla pek de göze çarpmayan, yaptığı kapanışla izleyicisini tatmin eden düzgün bir film olduğu için.

FİLM HAKKINDA AZ BİLİNEN GERÇEKLER

– Ernest Cline’ın kaleme aldığı “Ready Player Two” romanı 24 Kasım 2020’de ABD’de piyasaya çıktı. İlkinin aksine eleştirmenler tarafından pek beğenilmese de ikinci filmin hazırlıklarına başlandı. Warner Bros. ve De Line Pictures, ilk romanın hakkını 2010’da, henüz yayınlanmadan aldı.

– Filmin görsel efektlerini Spielberg’ün yıllardır birlikte çalıştığı Industrial Light & Magic (ILM) hazırlamıştır. Görsel efektler konusunda ILM ile haftada üç kez üçer saat görüşen Spielberg, filmi Jaws (1975) ve Saving Private Ryan’ın (1998) ardından kariyerinin en zorlu 3. filmi olarak niteledi.

– Filmde yer alan popüler kültür referanslarının alındığı yapımların arasında The Shining (1980), Aliens (1986), RoboCop (1987), Back to the Future (1985), Tomb Raider (1996), War of the Worlds (2005), Thundercats (1985), Gremlins (1984), 2001: A Space Odyssey (1968), The Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring (2001), A Nightmare on Elm Street (1984), TRON (1982), Serenity (2005) ve daha fazlası bulunuyor.

– Filmde bahsi geçen “The Zemeckis Cube”nin ismi yönetmen Robert Zemeckis’den gelmektedir. Küp aktive olduğunda çalan müzik Zemeckis’in yönettiği Back to the Future üçlemesindendir. Üçlemenin müziklerini hazırlayan Alan Silvestri, bu filmin müziklerini de hazırladı.

– Spielberg filmlerinin müziklerini hazırlayan John Williams, diğer filmi The Post’la ilgilendiği için bu filmin müziklerini hazırlamadı. ILM’in efektleri tamamlamasını bekleyen Spielberg, bu sırada The Post’u da çekti. Daha önce ILM’in Raiders (1981) ve Jurassic Park (1993) filmlerinin post-prodüksiyonunu tamamlamasını beklediği sırada E.T. (1982) ve Schindler’s List (1993) filmlerini çekmişti.

– Filmin vizyonu Star Wars: Episode VIII – The Last Jedi (2017) ile çakışmaması için 15 Aralık 2017’den 30 Mart 2018’e alındı. Bazı sinemalara Garry Kasparov’u yenmesiyle de bilinen süper bilgisayar “Deep Blue”nun ismiyle gönderildi.

BU FİLMİ SEVEN BUNLARI DA SEVER

– Alita: Battle Angel (2019)

– Blade Runner 2049 (2017)

– The Fifth Element (1997)

– Scott Pilgrim Vs. The World (2010)

– Tron: Legacy (2010)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir